24 Şubat 2016 Çarşamba

ÖLÜ BİR MAKİNA

Makina insan benim. Beni bir kere kurmuşlar ve onların istediklerini yapmak zorundayım. İstedikleri saatte işe gelir, istedikleri işleri yaparım. Bazen tıpkı makinalar gibi hata veririm. O zamanlarda yaptığım işler beğenilmez ve tekrar yaparım. Zaman içerisinde belli aralıklarla yavaşlarım, bana format atılması ya da yağlanmam gerekir. Bu beni hangi makina olarak kullandıklarına göre değişir. Ama sanırım ömrüm doluyor. Eskisinden daha ağır çalışıyorum. Sanırım yaşlanıyorum. Zamanımın çoğunu işte geçirdiğim için ağlamak, gülmek gibi eylemleri evimde yapmak zorundayım. Fakat bunlarınn tek başına bir anlamı yok! Bütün bunları birkaç saate indirgediğim için artık çok yorgunum. Kısacası yaşayamıyorum. Evden işe işten eve giderek ölmeyı bekliyorum sadece. Düşünüyorum ki yalnız ölümle bitebilir bütün acıları yüreğin. Düşünüyorum, ama ölemiyorum. Deniyorum ama olmuyor dokuz canlı bir kedi gibiyim adeta. Yeşil ışığı beklemeden karşıya geçiyorum mesela ya da nerde bir olay görsem oraya koşuyorum. Belki kazara vurulurum diye. Bir gün oldu sandım. Her zaman kullandığım yoldan işime doğru gidiyordum. Herzamanki suratsız insanları görüyor ve herzamanki korna seslerini işitiyordum. Ne olduğunu anlamadan karnıma gelen bir darbeyle yere yığıldım. Sonrası karanlık. Fakat bu karanlık o kadar uzun sürmemiş dediklerine göre. Gözlerimi açtığımda bulunduğum yer cennet ya da cehennem değildi. Bir tek bundan eminim. Çok istememe rağmen yine olmadı. Ölemedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder