5 Kasım 2015 Perşembe

Kitaba ilk başladığımda birbirini çok seven iki insanla karşılaştım bunlar Suat ve Süreyya. Her şeyin harika ve kusursuz olduğu bir yaşam süren  bu ikili arada sadece evlerinin bulunduğu konumdan şikayet ediyorlardı. Süreyya'nın kardeşi Hatice'den de şikayet ettiği olurdu. Haklıydı da Hatice ortalığı karıştıran cadı bir kadındı. Romana Necip ve duygularının dahil olmasıyla her şey bambaşka oldu bana kalırsa. Kitabı heyecanla, merakla ve daha sık okumaya başladım mesela. Necip Suat'a olan aşkını o kadar derin ve tutkulu yaşıyordu ki bu bende hayranlık uyandırmıştı. Süreyya ve Necip birbirlerine duydukları aşkı sadece müzik ve gözler aracılığıyla ifade etmekteydiler. Suat nasıl Süreyya'dan nedensiz yere soğuyorsa bende garip bir şekilde zamanla Süreyya'dan soğudum. Kitabı saatlerce okuyup Suat'ın çaresizliğine ve Necip'in mahvoluşuna üzüldüm. Bazen en zıt şeyler olan sevgi ve öfkenin bir arada olduğu kavuşulmaz bir aşktı bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder